Algı siyaseti ve bölme hesapları
Sandığa geri sayım başladı. Kamuoyu araştırmacılarına göre seçmenin büyük çoğunluğu kararını vermiş durumda. Hala kararsız ya da kararını gizleyen yüzde 8-9 oranındaki seçmen kitlesini iknaya dönük vaatler ise havada uçuşuyor, bu bağlamda abartılı sonuçlar öngören anketlerle algı siyaseti de tam gaz. Bir yanda da geçen yılki seçimden farklı olarak toplama çarpma değil, çıkarma bölme hesapları daha ön planda. Kim, kimden daha fazla oy koparır, seçmen devşirir hesabı yani. Özellikle de muhalefet cenahında CHP açısından. Evet YRP’nin de AKP oylarını az da olsa etkileyeceğine dönük öngörüler de söz konusu ama CHP denildiğinde denklem çok daha çetrefilli. Millet İttifakı yok, büyük ortak İYİ Parti hür ve bağımsız olarak yoluna devam ediyor. Eski yol arkadaşına da çok sert muhalefet yapıyor. CHP’nin diğer eski ortaklarıyla da arası limoni… DEM partisiyle tartışmalı temasın CHP’ye olası getiri ya da götürüsü ise soru işareti… Ankara’da Mansur Yavaş bana zarar verir diye zaten böyle bir görüntü istemiyor, Afyonkarahisar ve en son Balıkesir’den gelen çıkışlar ve tepkiler de malum. Parti içinde büyük sıkıntılara yol açan, hatta “Genel Başkan kim” tartışmasını alevlendiren sorun, görüntü de sönümlenmiş değil… Bunlara karşı İstanbul’da ise Ekrem İmamoğlu kazanma iddiasını sürdürebilmek adına DEM partiyle iş birliğine mahkûm hissediyor kendisini…
★ ★ ★
Dolayısıyla sandığa giden yolda seçime, sokağa odaklanmak anlamında iktidar kanadı istikrar görüntüsü verirken, ana muhalefet partisi CHP’de ise istikrardan yana hiçbir kaygı yok aksine istikrarsızlıkta, kaosta ısrar ediyor gibi bir hava var. Partideki bu kısır çekişmeler içinde de aslında hiçbir şekilde ne İstanbul ne de herhangi bir il, yöre vatandaşının derdi, sorunu falan yer almıyor. Daha çok gündemde olan parti içi tartışmalar, kırgınlık, küskünlükler, kişisel ya da teşkilattaki saflaşmadan kaynaklı ikbal ve beklentiler söz konusu… Haftalardır, günlerdir ana muhalefet partisi cenahındaki konuşmalar, tartışmalar hep buna odaklanmış durumda…Hala da bu görüntü ve algı giderilmiş değil… Hal böyle olunca da sandık sonuçları ne olursa olsun, 1 Nisan pazartesi sabahından itibaren CHP içindeki “liderlik” anlamında gerilimli havanın ve dalgalanmanın alevlenme olasılığı yüksek… Başarı olsa da olmasa da… Hoş başarı konusu da her siyasiye, partiye göre görece bir durum. Kimi şurayı kaybettim ama burayı aldım diyor ya da herkes bir kazanma kriteri buluyor kendince… Gerçek başarı kriterinin ülke genelinde oylarını ve büyükşehirler başta belediye sayısını artırmak veya en azından mevcudu korumak olmasına rağmen… Ama öyle ya da böyle seçimin hemen ertesinde CHP’de bitmemiş bir hesaplaşmadan kaynaklı yeni kaos havası, polemikler patlak verebilir… Hem şu an birlik ve beraberlik görüntüsü veren ya da vermeye zorlananlar arasında hem de Ankara’daki ofisinde hazır bekleyen sandık sonuçlarına göre hesap yapan Kılıçdaroğlu açısından…
★ ★ ★
Yani dememiz o ki; CHP son dönemde özellikle hem 2023 seçimleri öncesinde hem de sonrasında sürekli tartışma kavga ve uyuşmazlıklarla gündeme geldi, geliyor. Değişim diye yapılan kurultay süreci ve sonrası da öyle…Taraflar seçime, sokağa, vatandaşın sorunlarına odaklanmaktan ziyade birbirlerini hedef aldılar, alıyorlar. Yani partiye iktidar olma kavgası var yine… Hatta bu anlamda “kazanmayı, partisinin sandıkta kaybetmesi” üzerine kurgulayanlar da söz konusu bir yandan da… Bütün bunların da seçmen nezdinde nasıl bir karşılık bulacağı CHP açısından en kritik konu elbette…