6 Şubat depreminde 83 kişinin yaşamını yitirdiği, 2 bin 300’ün üzerinde evin yıkıldığı Kahramanmaraş’ta depremin üzerinden 10 aya yakın süre geçmesine rağmen, temeli atılan evler bir türlü tamamlanamadı.
Depremzedeler ilçede sert geçen kışı konteyner ve çadırlarda karşılamaya hazırlanıyor.
“BU KIŞ EVİNE GİRECEK HİÇBİR VATANDAŞIMIZ YOK”
Şu ana kadar depremzedelere tek bir evin dahi teslim edilmediğini belirtirken, Nurhak’ın CHP’li Belediye Başkanı İlhami Bozan, “Nurhak yüksek rakımı nedeniyle ağır kışın yaşandığı bir ilçe. Buna rağmen bu kış evine girecek hiçbir vatandaşımız yok” dedi.
“LÜTFEN BU İŞİ HIZLANDIRIN”
Merkez haricinde 300’e yakın konutun yapımının planlandığını ancak sadece 126 konutun yapımına başlandığını belirten Bozan sözlerini şöyle sürdürdü:
-126 konutta bir ilerleme var ama, bu 126 konuta Nisan ayından önce hiçbir vatandaşımız maalesef yerleşemeyecek.
-Buradan tekrar yetkililere sesleniyorum. Bu işi lütfen hızlandırın. Kar, kış, fırtına burada hiç eksik olmaz.
-Depremde bunun acısını gördük. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi deprem zamanı burada büyük iş makineleri bulundurmadığı için depremin zararları kat be at arttı.
-Şuanda da evlerin hiç birisi teslim edilmediği için vatandaşlarımız kışın çok ciddi sorunlar yaşayacaklar. Köylerde temeller atıldı ama şuanda hiçbir eve yerleşilemeyecek.
“NURHAK CHP’Lİ BELEDİYE DİYE CEZALANDIRILIYOR”
İlçe merkezinde TOKİ’nin attığı tek bir temel bulunmadığını, defalarca başvurmalarına karşın ilçeye yerinde dönüşüm ofisi dahi kurulmadığını belirten Bozan, “İnsanlar tek bir soru sorabilmek için 50 kilometre uzaklıktaki Elbistan ilçesine gidiyor. Depremde büyük bir can kaybı yaşanmış ilçenin vatandaşları hala acı yaşamaya sorun yaşamaya devam ediyorlar” dedi.
Bazı depremzede vatandaşların daha hak sahipliğini elde edemediklerini kaydeden Bozan şöyle devam etti:
-Bununla ilgili çözüm ofisleri kurulmadığı için herkes mahkemelere başvurmak zorunda kalıyor.
-Bizim ilçe olarak 83 can kaybımız oldu. 2 bin 300’ün üzerinde bina yıkımı yaşandı. Bütün bu acılar bir tarafta dururken tekrar bizler adımlar atmamız gerekirken vatandaşlarımız başka sorunlarla boğuşuyor.
-Şu an konteyner kentlerde yaşayan vatandaşların kışı nasıl geçirecekleri belli değil. Hak sahipliği kazanamamış vatandaşlarımızın önümüzdeki sezon ne yapacakları belli değil.
“BİZİMLE İRTİBAT KURMAYAN KURUMLAR VAR”
Nurhak’ın CHP’li bir belediye olduğu için kendileriyle bazı kurumların iletişim kurmamaya çalıştıklarını ileri süren İlhami Bozan açıklamasını şöyle tamamladı:
-Özellikle Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın bu konuda ciddi adımlar atması gerekiyor. Kurumların yerel yönetimlerle işbirliği yaparak sorunları çözmeleri gerekiyor. Yetkililere sesleniyoruz.
-İlçemizde büyük bir yıkım oldu. Buraya ayrı bir çalışma yapılması gerekirken, normal çalışanların yapılmaması bizi çok güç durumda bırakıyor. Hükümet deprem zamanında buraya çok geç geldi.
-Bu geç gelmenin bedelini biz hem can, kaybı anlamında çok büyük ödedik. Hala gelmemeye devam eden bir hükümet var. Deprem unutuldu, depremde yaşayan vatandaşların sıkıntıları unutuldu.
-Biz buradan tekrar yetkililer sesleniyoruz, depremi hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor. Depremin sonuçlarının artarak devam etmemesi gerekiyor.
-Tüm insanlarımız bilmesi gerekir ki maalesef deprem yerlerinde ciddi ilerlemeler bulunmamaktadır.
“DEPREMZEDE FİYATI İSTE AMCA”
Nurhak ilçe merkezinde geçimini hayvancılıkla sağlamaya çalışan Mehmet Ter ise, depremde ahırının yıkıldığını ve hayvanlarını evinin altındaki derme çatma, çadırlarla kapattığı bir yerde yaşatmaya çalıştığını belirterek şöyle dedi:
-Hayvanlarımızı balkonun altında tıkış tıkış besliyoruz. Müşteri gelmedi. Gelse satıp kurtulacaktık, satamadık da. Gelen müşteri de ‘Depremzede fiyatı iste amca, normal fiyat isteme’ diyor.
-Ne yapacağımızı şaşırdık. En ufak bir yardım yok. Bu şartlarda hayvancılık yapmaya çalışıyoruz.
-Cansız mal olsa atıp gidersin, canlı malı atıp gidemiyoruz da. Yani, vicdan sahibi olan hiçbir insan atamaz onu. Çalışan da yok. Ortalık kaynak kazan da yok. Evim de orta hasarlıydı, hafife çevirdik orada besliyoruz.
-Devletten, hayırseverlerden yardım bekliyoruz. Biz sanki bu ülkenin vatandaşı değiliz de göçmeniz. Ben bir şey anlamadım, anlayan varsa bize de anlatsın. Niye bu kadar ayırımcılığa uğruyoruz bilmiyorum.
-Maddi güç olarak sıfırdayız. Hayvanlarımızın değerini verseler satarım. Bize devlet ya da yardım edecek her kimse yardım bekliyoruz. Bu sadece benim durumum değil. Hep aynı. İnsanların evleri yıkılmış konteynerlerde çadırlarda perişan durumda. Yani içler acısı durumumuz var.
-Bizi niye görmüyorlar, görmek istemiyorlar anlamıyoruz. Bir ahırı bir insan üç ayda yapamaz mı? Yapamıyorum işte maddi gücüm yok. Biz burada film çevirmiyoruz, reklam yapmıyoruz. Gerçeği neyse onu söylüyoruz.
“KEŞKE ÖLSEYDİK, ÖLENLER KURTULDU”
Deprem çadırının rüzgar nedeniyle yıkıldığı için kendi yaptıkları çadırda yaşamını sürdürmeye çalışan bir kadın ise şunları söyledi:
-Bir çadırımız vardı onu da poyraz aldı gitti, sobamız kaldı. Deprem oldu, devlet evleri yapacak oldu.
-Öyle bekledik, iki üç ay oldu. Ha yapıldı, ha yapılacak. Devlet enkazları bile kaldırmadı. Devlet bize para bağışlayacaktı, onu alırsak bizler de bir şeyler katar üstüne ev yapar gider otururuz içine dedik. O da olmadı. Çadır gidecek etrafına taş bağladık. Halimiz bu. El çekildi, gitti. Ben burada bekliyorum ev yapılacak diye. Enkazın içinde bir sürü eşyalarımız var.
-Enkaz temizlenir oradan bir şeyler alırım. Hiçbir şeyimizi alamadık. Bir torba patates aldım 600 lira. Eti, sütü, tereyağını unuttuk. Kolilerde kuru yağ var onları yiyoruz.
-Bir şeye güç yetmiyor. Devlet veriyor 5 kağıt. Kim ne alıyormuş 5 kağıtla da ben ne alayım? 5 kağıt da kocamın maaşı var.
-Yemiyor yani. 10 kâğıtla kim geçinir? Biz de geçinemiyoruz. Ne olacak? Keşke bize bir umut verseniz, keşke bize bir ışık gösterseniz. Böyle yaşamaktansa keşke biz de ölseydik, ölenler hiç olmazsa kurtuldu.
“DERDİMİZ O KADAR ÇOK Kİ”
Başka bir depremzede ise, “O kadar derdimiz çok ki, nereden başlayacağımızı da bilmiyoruz. Nurhak’ın ne kadar soğuk olduğunu hava şartlarını burada yaşayanlar biliyorlar. Yöneticiler de bilselerdi zaten 9 ay oldu ne bir ev yapıldı, konteynerde kalıyoruz. Kimi evinin yanına baraka yaptı bu güne kadar. Bu günden sonra ne yapılacak bilmiyoruz. Yani sular donacak, gider sıkıntı. Her yer de bir sıkıntı olacak.” diye konuştu.
“KAHRAMANMARAŞ’IN TEK ÖKSÜZ YETİM KALAN İLÇESİYİZ”
Karaçalı Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Höbere de ilçenin kaderine terk edildiğini belirterek, “Kahramanmaraş’ın ilçelerinin içinde tek öksüz yetim kalan ilçesi Nurhak. Vatandaşların kimi konteynırlarda kimi çadırda kalıyor. Daha bir ev yapımına başlanılmadı. Çadırlar, konteynerler su alıyor. Vatandaşlar per perişan. Bizim bölgemizdeki insanlar zor bir yaşam sürüyor. Devlet el atsın. Belediyemizin imkanları sınırlı.” dedi.
“PER PERİŞANIZ”
Kadın bir depremzede ise şunları söyledi:
-6 Şubat’tan beri çok perişanız. Bir yere gitmedik. Kış geldi. Buranın hava şartları belli. Kendi imkânlarımızla yaptığımız evde altımızdan su geliyor. Isınamıyoruz. Daha enkazımız kaldırılmadı, yerinde duruyor.
-Evlerimiz aha yapılacak aha yapılacak diye bekliyoruz. Umudumuz kalmadı zaten. Kış bastırdı, perişanız.
-Konteynerlerde yaşayanlar da ne yapacaklarını bilmiyor. Biz de bilmiyoruz. 9 aydan buyana çadırdayız. Bu gün yağmur çok yağdı, çadırımıza su geldi. Halimiz ne olacak bilmiyoruz. Evlerden haber yok. Gidecek bir yerimiz yok.
ERDOĞAN 1 YIL İÇİNDE TAMAMLANACAĞINI SÖYLEMİŞTİ
23 Mart’ta Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta, 11 ilde yapımına başlanan 17 bin 902 kalıcı konutun temel atma töreninde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:
-Mevcut planlamaya göre 1 yıl içinde 319 bin konut ve köy evi, toplamda da 650 bin konutu yapacağız.
-Zemin etüdü başta olmak üzere hazırlıkları biten yerlerde hemen ihaleleri yapıp sözleşmeleri imzaladık ve inşaat aşamasına geçtik.
-Konutlarımız güvenli yerlerde zemin artı üç veya dört katı geçmeyecek şekilde köy evlerimizi ahırı ve bahçesiyle ihtiyaçları karşılayacak bir şekilde yapıyoruz.
-Geçtiğimiz 20 yılda 1 milyon 180 bin güvenli konutu ve 3,3 milyon kentsel dönüşüm projesini nasıl yapmışsak bu depremlerin yaralarını da aynı şekilde kısa sürede inşallah saracağız.
-Hak sahibi depremzede vatandaşlarımızı da söz verdiğimiz şekilde yeni yuvalarına inşallah kavuşturacağız.